Akciğer kanseri akciğerlerimiz ve bronşlarımızda ortaya çıkan kötü huylu tümörlerdir. Akciğer ve bronşlarımızdaki bazı hücreler aşırı ve kontrolsüz olarak çoğalmaya başlar. Bu hücreler artık akciğer hücreleri değildir, tamamen ayrı özellikte bir yapıdır. Kendi genetik yapısı bizim hayatta kalmamızı sağlayan vücut hücrlerimizden farklıdır. Kendi genetik kodlamasını oluşturup yerleştiği bedeni ele geçirmeye ve yok etmeye başlar. Akciğer kanserini vücuda girmiş yabancı bir canlı olarak düşünebiliriz. Vücuttan uzaklaştırılmadığı sürece zarar vermeye devam edecek bir organizma.
Akciğer Kanseri Nasıl Oluşur?
Vücudumuzdaki tüm hücrelerin belli bir yaşam süresi vardır, bu sürenin sonunda yerini yeni ve daha sağlıklı hücrelere terk ederler. Bu değişim sırasında ortaya çıkan yeni hücre genetik yapısı değişen farklı bir hücreye dönüştüğünde kanser adı verilen yapı oluşmaya başlar.
Peki nedir bu değişime sebep olan, normal vücut hücresi neden farklı bir hücreye dönüşür?
Bu durum esas olarak akciğer ve bronş hücrelerine zarar veren dış etkenlerle ortaya çıkar. Örneğin tütün ürünlerinin dumanı içerisinde olan zararlı kimyasal maddeler hücre değişimi sırasında normal hücre gelişimin bozabilir. Akciğer kanseri olan hastaların önemli bölümü tütün dumanına maruz kalmış kişilerdir. Bunun dışında endüstride kullanılan farklı kimyasla maddeler de bu değişime sebep olabilir. Bazı bölgelerde toprakta bulunan Radon gazının da akciğer kanserine sebep olduğu bilinmektedir.
Hiç sigara içmemiş olan kişilerde de akciğer kanseri görülebilir, bunun nedeni yine bir çok çevresel sebeplere ilave olarak kişinin genetik yapısı ile ilgilidir.
Sonuç olarak akciğer kanseri dış etkenler veye genetik özelliklere bağlı olarak akciğer ve bronşlarımızda ortaya çıkan hücre farklılaşmasıdır. Farklılaşan hücreler tümör dediğimiz yapıyı oluşturacak şekilde bir araya gelip hızlı şekilde büyürler. Belli bir erişkinliğe ulaştıktan sonra da metastaz yani başka organlara sıçramaya ve kana karıştırdıkları maddeler ile yerleştikleri vücudun çalışmasını bozmaya başlarlar.
Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Akciğer kanserinin yeni başladığı, yani henüz küçük olduğu dönemde hastalarda belirgin yakınmalar ortaya çıkmaz. Zamanla tümör büyüdükçe gerek kanserin kana karıştırdığı bazı maddelerle gerekse akciğer ve bronşlarda oluşturduğu etki ile öksürük, halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, vücudun farklı yerlerinde ağrılar, ses kısıklığı, yüzde şime, yutma zorluğu, öksürükle ağızdan kan gelmesi gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Akciğer Kanseri İçin Tarama Programı
Akciğer kanserini daha belirtilerin ortaya çıkmadığı erken aşamada yakalamak tedavi şansını artıran en önemli durumdur. Bunu sağlayabilmek, yani erken evre akciğer kanserini teşhis edebilmek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) aşağıdaki durumlarda yılda bir kez düşük doz tarama amaçlı bilgisayarlı akciğer tomografisi çekilmesini önerir:
1. Yaş grubu: 50-80 arası. Daha genç ve daha yaşlı kişilerde tarama önerilmez.
2. Sigara öyküsü: 20 paket-yıl. Halen içici olanlar veya sigarayı 15 yıldan daha kısa bir süre önce bırakmış olanlar. Sigarayı 15 yıldan daha uzun süre önce bırakmış kişilerde tarama önerilmez.
Tarama programlarında sadece düşük doz bilgisayarlı tomografi kullanılır. Normal akciğer grafilerinin akciğer kanserinin erken dönemde teşhis edilmesinde yeri yoktur.
Tarama programları akciğer kanserine bağlı ölümleri azaltmıştır.
Akciğer Kanseri Teşhis Yöntemleri
Yukarıda bahsettiğim tarama programı ile erken evre akciğer kanseri teşhis edilmektedir. Peki, hastalarda belirtiler ortaya çıkmış veya başka bir sebeple akciğer kanserinden şüphelenilmiş ise teşhis için neler yapılması gerekir? Bu yöntemleri aşağıda özetlemeye çalışacağım.
I. Görüntüleme Yöntemleri
A. Bilgisayarlı Akciğer Tomografisi
B. PET-BT
C. Beyin MR
II. Biyopsi
1. Bronkoskopi
2. İğne biyopsisi
3. Torakoskopi (VATS)
4. Mediastinoskopi
5. Mediastinotomi
6. Lenf bezi biyopsisi
Akciğer Kanseri Evreleri
Akciğer Kanseri Tedavi Yöntemleri
Kemoterapi
İmmunoterapi
Akıllı İlaçlar (Hedefe Yönelik Tedavi)
Radyoterapi
Radyocerrahi
Ameliyat